Türkiye'de patlatılan bombaların hepsi küresel üst akıla aittir.

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Van Bir Nolu ve İki Nolu Şubelerinin 'Divan Toplantısı' Sendika Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı'nın katılımıyla yapıldı. İlk olarak Eğitim-Bir-Sen İki Nolu Şubesi'nin Divan Toplantısı yapılırken, Eğitim-Bir-Sen Bir Nolu Şubesi'nin Divan Toplantısı ise Van-Şişli Öğretmen Evi Konferans salonunda yapıldı. Divan toplantılarına Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, Eğitim-Bir-Sen Bir No’lu Şube Başkanı Osman Ayşin, Eğitim-Bir-Sen İki No’lu Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Uyar, şubelerin yönetim kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri ve sendika üyeleri katıldı.

Ramazan ÇAKIRCI konuşmasında, onlar ile başlayan sendikal mücadelemiz, önce yüzlere sonra binlere daha sonra yüz binlere ve şuanda da milyonlara ulaşmış ve bu anlamda Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sendikası konumuna geldiklerini söyledi. Her bir üyenin katkısıyla bu ülkede birçok problemin üstesinden geldiklerini, başörtüsü sorununu bertaraf ettiklerini, katsayı belasını def ettiklerini, sürekli küresel ve emperyalist sisteme karşı durduklarını, özlük ve özgürlük mücadelesinde büyük mesafeler kat ettiklerini belirtti. Karşımıza çıkan bir mazlumun ya da mağdurun tesellisi olduklarını ve onlara her anlamda destek çıktıklarını dile getirdi. Ülke olarak ta Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırları dışında yaşayan Müslüman ve mazlumlar için büyük umut olduğunu, bu anlamda da dış mihrakların ülkemiz üzerinde ciddi oyunlarının olduğunu söyledi.

"DAİŞ'İ ORTAYA ÇIKARANLAR İLE 'BARIŞ SÜRECİNİ' BOZUP ÇUKUR KAZDIRANLAR ARASINDA BİR FARK YOK"

Burada açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, "Son yıllarda Türkiye üzerinden çok ciddi operasyonlar yapıldığını, Bu operasyonların sadece içeriden birkaç kişinin rahatsızlığından kaynaklanan operasyonlar olmadığını çok iyi bilmekteyiz. Gezi olayları ve 17-25 Aralık operasyonlarının çok sıradan eylemler olmadığını, Kobani saldırılarını gerçekleştiren ya da yaptıran ile Türkiye'de patlatılan bombaların hepsinin aklının küresel üst akıl olduğunu çok iyi tezahür etmekteyiz. Askere karşı yapıldığında 'PKK yaptı', polise karşı yapıldığı zaman 'DHKP-C yaptı', sivillere karşı yapıldığı zaman 'TAK yaptı', turistlere karşı yapıldığı zaman 'DAİŞ yaptı' deniliyor. İnanın hepsinin çıkış noktası birdir. Harflerin burada hiçbir anlamı yok. Bu harf kombinasyonlarının tümü ortak hareket etmektedir. DAİŞ'i ortaya çıkaran ile 'Barış Sürecini' bozup çukur kazdıranlar arasında bir fark yoktur. Dolayısıyla burada uyanık olup, hem tedbir almak hem de bütün planlarını bozacak şekilde çalışmak gerekmektedir.

"YASİN BÖRÜ'NÜN KATLEDİLMESİNİN SIRADAN BİR OLAY OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"

İstanbul Gezi eylemleri ile Kobani eylemlerinde atılan sloganların ortak noktalarının da olduğunu savunan Çakırcı, 'Zulüm 1453'te başladı' diyerek bağıran "Gezi Zekalılar”ın, hedeflerinin hiç te ağaç olmadığı besbelli ortaya konmuştur. Kobani eylemleri sırasında yürüyenler ne diyordu; 'Yıkılsın minareler, açılsın meyhaneler' bunlar dikkatinizi çekmiyor mu? Kobani eylemleri sırasında Diyarbakır'da Yasin Börü ve Yasin BÖRÜ gibi düşünen 41 arkadaşını şehit ettiler. Ben Yasin Börü'nün katledilmesini sıradan bir olay olduğunu düşünmüyorum. Çünkü, Yasin'e karşı yapılan saldırı aslında bir inanca karşı yapılan bir saldırıydı. Çünkü Yasin ve arkadaşları bir dini ibadeti yerine getirmeye çalışıyordu. Anlıyoruz ki mevzu yine farklıdır. Yani mesele onu öldürmek değil bizzat onun inancına bir saldırı söz konusudur" dedi.
Sendikal çalışmalarına da değinen Çakırcı, "Sendika olarak hakikatten sorumluluğumuz büyüktür. Alanlarda bize yansıyan talepleri bizler toplu sözleşme masalarına taşıyoruz. Özlük mücadelesi eğitim çalışanları mücadelesi vereceğiz. Hakkımızı savunurken hassas davranmak durumundayız. Bazen bu masaları terk ediyor. Eylem yapıyoruz. Yaptığımız eylem tarihin en büyük eylemi oluyor. Bazen de masada uzlaşıp imza attığımızda imza attığımız metin tarihin en güçlü toplu sözleşme metni oluyorsa aslında bu sendikamızın ne kadar yol aldığını ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.

Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Çakırcı, artık darbe anayasasıyla yönetilmek istemediklerini, kendi değerleriyle bütünleşebilen ve birbirleriyle barışık yaşayan tüm unsurların ana unsur sayılacak şekilde düzenlenecek bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Daha sonra söz alan Eğitim Bir-Sen Van 1 No’lu şube başkanı Osman AYŞİN, gençliğin öneminden bahsederek her bir üyenin bu anlamda büyük sorumluluk altında olduğunu ve gençlerimize sahip çıkma zamanının geldiğini belirtti. Bugünkü gençliğin bu kadar kötü bir durumda olmalarının nedeninin aslında onlara yıllar önce el uzatmamamızın bir sonucu ve onları ihmal ettiğimizin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Sendikamızın bütün faaliyetlerini takip etmemiz gerektiğini, bunları bilen bilmeyen, sendikalı olan olmayan herkese anlatılması gerektiğini dile getirdi. Bundan sonraki süreçte sendika olarak 3600 ek göstergenin çalışanlara verilmesi için mücadele edeceklerini ve kazanımlarımızın artması ve anlatılması için alanlara daha fazla sahip çıkacaklarını belirtti.

Daha sonra Divan toplantıları üyelerin soru ve önerileriyle sona erdi.